Antik Roma'da Güzellik
Gördüğümüz bir manzarayı,kokladığımız çiçeği ve duyduğumuz bir müziği güzel olarak tanımlarız. Ama onca güzelliğin arasında "insan güzelliği’’ geçmiş çağlardan bugüne idealize edilen iç güzellik ve dış güzellik üzerine düşünceler geliştirilen, en çok çaba gösterilen güzellik olmuştur. Tarih boyunca farklı güzellik fikirlerigelişmiş, bu da insan güzelliği için farklı anlayışlar oluşturmuştur. Antik Roma’da kadınların güzellik anlayışları, ideal güzelliğe ulaşmak için ürettikleri kozmetik ürünleri ve ilginç sayılabilecek teknikleri vardı.
Pürüsüzlük, Güzelliğin Anahtarı
Romalı kadınlar için pürüzsüz ve beyaz bir tene sahip olmak çok önemliydi. Soyluluğun simgesi olan beyaz ten, güneş altında çalışmadıklarını ve üst tabakadan olduklarını ifade ederdi. Soylu sınıfa mensup Romalı kadınlar geceleri yüzlerine, tectoriumadlı hamur ve eşek sütünden hazırlanan bir maske uygulardı.
MS 1. yüzyılda Roma şehrinde beyaz ten daha da önemli hale geldi. Birçok kadın daha da soluk görünmek için fasulye unu, yüz beyazlaştırmak için de tebeşir veya beyaz kurşun kullanılıyordu. Antik Roma’nın en önemli hekimi Galen'e göre bazıları da son derece toksik olan kurşun tozu kullanırdı.
Cilt Bakımı
Roma İmparatorluğunda teknolojinin gelişimiyle su kültürü önemli bir yer edindi. Antik Romalılar için hamam boş vakitlerini geçirdikleri, eğlence ve sosyalleşme alanı olarak da kullanılıyordu. Özellikle kadınların çokça vakit geçirdiği hamamlar, kişisel bakımları için önemliydi. Hamamda sıcak su ve buhar etkisiyle vücutlarındaki toksinleri atıp ciltlerini ölü derilerden arındırıyorlardı.Antik Roma’da kadınların en çok önem verdiği şey cilt bakımıydı. Vücutlarına zeytinyağı sürüp, ponza taşıyla vücutlarındaki ölü deriyi arındırırlardı... Daha sonra suyla veya kokulu yağlarla (sedir, mür, çam, zambak, safran, ayva, menekşe veya gül) ile vücutlarını durularlardı.
Ayrıca Kleopatranın ünlü süt banyosu, Antik Roma’da aristokrasideki kadınlarda da yaygın bir güzellik banyosuydu.
Antik Roma’da Anti Aging Bakım
Kırışıklıkları yumuşatmak ve daha dolgun bir cilde sahip olmak için, eşek sütü, arap zamkı ve fasulye unu kullanırlardı.
Sağlıklı kabul edilen cilt pembe yanaklara sahip olmaktı. Şarap bağlarından, kırmızı topraklardan veya orcaneta'dan (kırmızı mürekkebin çıkarıldığı otsu bir bitki) elde ettikleri renklerle yanaklarını renklendirirlerdi.
Göz Makyajı
Uzun kirpikler çok güzel kabul edilirdi... Antik Yunan etkisiyle, kaşlar kalın bırakılır ve daha belirgin hale getirmek için antimon (kimyasal özellikleri sebebiyle farklı amaçlarla kullanılabilen bir elementtir, halk arasında ‘’sürme taşı’’ olarak da bilinir.) veya kurumla (ocak bacalarında biriken ya da dumanla birlikte çevreye savrulan kalın is.) boyanırdı. Gözler, siyah antimon tozu ile mümkün olduğunca iri gösterilirdi.
Kleopatra Roma'ya gittikten sonra onun etkisiyle bazı kadınlar gözlerini yeşilimsi killerle veya mavimsi topraklarla gölgelendirdi.
Antik Roma’nın Rengi Kızıl ve Altın Sarısı Saçlar
Yüzyıllar boyunca Romalı kadınlar maun veya kızıl saçları en güzelolarak kabul ettiler. Julius Caesar Roma'ya çok fazla Gaul kölesi getirdiğinde, sarı saçlar yeni bir takıntı haline geldi. Bir çok kadın saçlarına sirke ve safran sürüp, altın tozu serpiştirmeye başladı. MS 1. yüzyılın sonunda güvercin dışkıları, keçi yağı ve kostik sabunu da kullanılmıştır. Ayrıca yeterince saçları olmayan kadınlar, Alman kölelerinin gerçek saçlarıyla yapılmış peruklar takarlardı.
Güzellik, çağlar boyu çeşitli biçimlere bürünmüştür. Antik Roma döneminde cilt bakımı alışkanlıkları ve kozmetik, günlük yaşamın bir parçasıydı. Geçmişe dönüp baktığımızda, güzellik ve bakım anlayışlarından günümüze miras kalan güzellik sırlarını da keşfediyoruz.